Sürdürülemiyor: Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar

Ahmet Çağrı Kılınç
5 min readJan 3, 2023

--

Beş bölümlük mini podcastimiz ‘Aradığınız Podcast Şu Anda Sürdürülemiyor’dan hepinize merhaba. Ben Ahmet Çağrı Kılınç. Bu bölümde sizlerle birlikte, başlıktan da anlayacağınız üzere, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin on altıncısı olan Barış Adalet ve Güçlü Kurumlar’ı ele alıyor olacağız.

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin 16. Maddesi: Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar

Barış, adalet ve güçlü kurumlar kalkınma hedefi neden bu kadar önemli? Gelin kureselamaclar.org’un bu hedef için yaptığı tanıma bi’ göz atalım: “2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündeminin başarıya ulaşabilmesi için barışçıl, adil ve herkesi kucaklayan toplumlara ihtiyacımız var. Dünyaʼnın her yanında herkes etnik kökeni, inancı, cinsel tercihi ne olursa olsun mahallesinde korkmadan yaşayabilmeli, çocuklar güven içinde okullarına gidebilmeli. Kalkınma Amaçlarının hepsinde ilerleme kaydedebilmemiz için dünyanın dört bir yanında nitelikli eğitim, sağlık hizmeti verebilen, ekonomik politikalar üretebilen ve çevreyi koruyan etkin ve herkesi kucaklayan kamu kurumlarına ihtiyacımız var.”

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının hepsi birbirinden önemli ama bence hepsinde başarıya ulaşabilmemizin yolu Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar’dan geçiyor.

Barış, adalet ve güçlü kurumlar hedefinin on iki alt hedefi nelerdir? Bunları sıralayacak olursak:Şiddetin her yerde azaltılması, çocukların istismar, sömürü çocuk ticareti ve şiddetinin korunması, hukukun üstünlüğünün geliştirilmesi ve adalete eşit erişimin sağlanması, organize suç ve yasa dışı para ve silah akışıyla mücadele edilmesi, yolsuzluk ve rüşvetin önemli ölçüde azaltılması, etkili, hesap verebilir ve şeffaf kurumların geliştirilmesi, karar alma mekanizmasının, ihtiyaçlara duyarlı kapsayıcı ve temsil edici olması, küresel yönetişimde katılımcılığın güçlendirilmesi, evrensel yasal kimlik sağlanması, bilgiye kamu erişiminin sağlanması ve temel özgürlüklerin korunması, şiddeti önlemek ve terör ve suçla mücadele etmek için ulusal kurumların güçlendirilmesi, ayrımcı olmayan yasa ve politikaların geliştirilmesi ve uygulanması.

Alt hedefleri öğrendik. Peki benim barış, adalet ve güçlü kurumlar hakkında ele almak istediğim konular nedir? Ele almak istediğim konular, şiddetin her yerde azaltılması ve etkili, hesap verebilir ve şeffaf kurumların geliştirilmesi.

Bu bölümün sürdürülebilir kalkınma hedefini seçmemi sağlayan olay belki okuduğum bölüm belki izlediğim bir haber programı belki de yaşadıklarımdır. Nasıl mı? Haber kuşağı izlerken televizyonda, sosyal medyada gezinirken telefonda, arabayla yoldayken radyoda, berberde sıra beklerken iki-üç sayfa okuduğu gazetede şiddetle ilgili bir habere denk gelmeyen var mı?

Cevabını beklemeden birkaç soru daha sormak istiyorum. Gece evimize dönmek için yalnız yürürken kaçımız kendimizi güvende hissediyoruz? Yaşadığımız son bir yıl içinde fiziksel, psikolojik veya cinsel şiddete maruz kalmadığını düşünen var mı?

Sanırım yukarıdaki soruların cevapları pek de mutluluk verici değil. 21. yüzyılda yaşıyoruz fakat ne yazık ki hala şiddetin her yerde azaltılması, çocukların istismar ve şiddetten korunması gibi konuları konuşuyoruz. Bu konuda hepimizin yapması gereken çok fazla şey var. Bunların neler olduğuna ilerde değineceğim.

Son zamanlarda hayatımıza giren bir kavram Twitter Mahkemeleri. Yargıya duyulan güvenin azaldığı, kanunlarda değil uygulamada sıkıntıların yaşandığı düşünüldüğünden insanlar hak arayışlarını mahkemelerde değil de sosyal medyada yapmaya başladı. Çeşitli hashtaglerle, özellikle takipçi sayısı görece fazla olan hesapların da desteğiyle gündemde yer alarak ve böylece adalete ulaşabileceğini düşünen kitle sayısı günden güne hayli arttı. Bu ise yargıda birçok sorunu beraberinde getirebilir. Bu yüzden bir an önce etkili hesap verebilir, şeffaf kurumların geliştirilmesi için adımlar atılması gerekiyor.

Daha İyi Yargı Derneğinin A’dan Z’ye Türk Yargı Reformu için 9 Çözüm Önerisinde ana başlıkların Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar için Türkiye’de yapılan en kapsamlı çalışmalardan birisi olduğunu düşünmekteyim. Bu rapor için başta Av. Mehmet Gün olmak üzere Daha İyi Yargı Derneği ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. İncelemeniz için 9 ana başlığı görselleriyle birlikte aşağıda paylaşıyorum.

https://www.dahaiyiyargi.org/wp-content/uploads/2021/07/9madde-diy.pdf

Hayatının herhangi bir anında adalete ihtiyacı olmayacağını düşünen var mı?

Ben de, sizin az önce soruyu okuduğunuzda verdiğiniz cevabı verdim. Peki neden bu halde o zaman? Aklımda sürekli birkaç soru dönüp duruyordu: Bu kurumların, hukukun yok olmasının sebebi biz değil miyiz? Bizden önceki insanlar neden hamlelerin sonuçlarını düşünmedi? Neden bu kadar hor kullandılar dünyayı? Biz de mi şu anda bunları yapıyoruz? Harekete geçmezsek ne olur?

Sonra araştırdım. kureselamaclar.org’a girdim. ‘Harekete geçmemenin bedeli ne olur?’ sorusuna şöyle bir cevap buldum: Silahlı şiddet olayları ve güvensizlik ortamı ülkelerin kalkınmaları üzerinde yıkıcı etki yaratıyor ve ekonomik büyümenin önüne geçiyor ve toplumsal kesimler arasında uzun yıllar varlığını sürdürecek düşmanlıklar doğmasına yol açıyor.

Her şekliyle şiddet, toplumlar üzerinden kolayca yayılma özelliği taşıyan etki yaratıyor. Şiddet çocukların sağlığını, kalkınmayı ve refahı ve toplumların müreffeh bir yaşama sahip olmasının önüne geçiyor. Şiddet travmaya neden oluyor. Toplumsal bütünleşmeyi zayıflatıyor. Okulda başarıyı düşürüyor.

Adalete erişimin olmaması ihtilafların çözülemeyeceği ve insanların güvenliğinin tam olarak sağlanamayacağı anlamına geliyor. Meşru yasalar çerçevesinde faaliyet göstermeyen kurumlar güçlerini kötüye kullanma yoluna gidebiliyor, herkesi kapsayacak kamu hizmeti veremeyecek duruma gelebiliyor.

Dışlama ve ayrımcılık sadece insan haklarının ihlal edilmesi ile kalmıyor aynı zamanda kızgınlığa ve hayal kırıklığına ve dolayısıyla da şiddete yol açabiliyor.

Peki bu konuda ne biz ne yapabiliriz? Nasıl olur da buna bir dur deriz? Tek bir insan olsak dahi bir faydamız dokunur? Buna verilen cevap ise şu şekildeydi: Yönetimlerin çalışmalarına içten ilgi gösterebilir ve yaşadığınız toplumda farkındalığın artması için çalışabilirsiniz. Toplumda şiddetin gerçekte ne anlama geldiğine, barışçıl toplumların önemine dikkat çekin ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini günlük hayatınızın ve işinizin bir parçası haline nasıl getireceğinizi planlayın.

Oy verdiğiniz yetkililerin seçim vaatlerini hatırlatıp onları bu vaatler konusunda çalışmaya yönlendirin, fikrinizi açıklayın.

Herkesi kucaklayacak toplumların inşasını savunun ve etnik kökeni, dini, cinsel tercihi veya siyasi görüşü ne olursa olsun insanlara saygıyla yaklaşılmasını destekleyin. Herkes için onurlu bir yaşamı, eşitsizliklerin azaltılmasını ve kalkınma için yeni yöntemler bulunmasını sağlayabiliriz.

kureselamaclar.org diyor ki: ‘Herkese anlat. Sürdürülebilir kalkınma için küresel amaçları ne kadar çok kişi bilirse, o kadar başarılı olacaktır. Eğer biz bunun için çabalarsak, liderlerimiz bunu gerçekleştirebileceklerdir. Amaçların, daha çok insan tarafından öğrenilmesi gerekiyor.

Küresel Amaçlar’ı, billboardlarda, her TV kanalı ve radyo istasyonunda, her sinema ve sınıfta, her toplulukta ve her cep telefonunda göstermek için çalışıyoruz. Ama bu yeterli olmayacak. Amaçları paylaşmak için sizin yardımınıza ihtiyacımız var. Sohbette, e-postada, tartışmada, ürünlerde, evde, işyerinde, okulda, nerede olursa olsun #HERKESEANLAT.’

Eğer sen de sürdürülebilirlik için, adalet için, gezegenimiz için adım atmak istiyorsan; bu konuda daha fazla bilgi edinmek için kureselamaclar.org’a göz at. ‘kanepende otururken, evde değilken, işyerindeyken’ sürdürülebilirliğe nasıl katkı sağlayacağını öğren.

Podcastimizin bu bölümü sona erdi. Beni dinlediğiniz ve bu yolculukta bana ortak olduğunuz için çok mutluyum. İyi ki geldiniz. Kendinize ve dünyamıza çok iyi bakın.

Hasta olmam ve sesimin kısık olması sebebiyle podcasti şu anda kaydedemiyorum. Kaydeder kaydetmez linkini de buradan paylaşacağım.

--

--